HABER MERKEZİ - Büyük mutasavvıf ve âlim Sultan Baba, ahirete irtihalinin 22. yıldönümünde rahmetle yâd ediliyor.
Sultan Baba olarak tanınan ve 87 yıllık ömrünü İslam’a adayan ve binlerce talebe yetiştiren İhsan Tamgüney Hocaefendi, vefat yıldönümünde hasretle anılıyor. Vefat yıldönümünde müritleri ve sevenleri tarafından ruhuna okunan binlerce Fatiha ve Yasin ile anılan İhsan Tamgüney Hocaefendi, çok sayıda okul, Kur’an kursu ve camii yapılmasına vesile oldu. Memleket meseleleriyle de yakından ilgilenip talebelerine yol gösteren Sultan Baba, 1991 yılının Kasım ayında sevenlerinin arasından ayrılarak ebedi âleme göç etti. Binlerce talebe yetiştiren Sultan Baba, açtığı Kur’an kursları ve okul gibi müesseselerle gençlerin eğitimine önem verdi. Ayrıca cihat konusuna dikkat çekerek ilim, kültür ve manevi yönlerine vurgu yaptı. 87 yıllık hayatını nefis tezkiyesiyle ve Kur’an talebesi olarak geçirdi.
KÜÇÜK YAŞTA YETİM KALDI
1904 yılında Artvin’in Arhavi ilçesinde dünyaya gelen Sultan Baba, 2 yaşında babasını ve 6 yaşında da annesini kaybetti. Yetim ve öksüz olarak büyüyen Sultan Baba, 1954 yılında İstanbul’a geldi, Zeytinburnu ilçesine yerleşti. Dağıstanlı Şeyh Şerafeddin-i Veli Hazretleri’nin manevi tasarrufunda yoğrulan Sultan Baba, O’nun vefatından sonra halkı irşad vazifesine başladı. Binlerce talebe yetiştiren Sultan Baba, herkesin derdini dinler, sıkıntısı olanlara nasihat vererek çözmeye çalıştı.
Davasına sıkı sıkıya bağlıydı
Oğlu Hüseyin Tamgüney de Sultan Baba’nın çizgisini şöyle bir örnekle anlatıyor: “Birgün Çalışma eski Bakanı Fehmi Cumalıoğlu, Abdullah Tomba ve Süleyman Arif Emre abi Sultan Babamı ziyarete geldiler. Sultan Babam onlara dedi ki: ‘Bu parti (MSP) sadece sizin değil, bu milletin partisidir. Çünkü bu partiyi maneviyat kurdurdu. Bir gün bu partinin bayrağı altında kimse kalmasa, yalnız bir kişi kalsa, biliniz ki O biziz.’ Sultan Babamın bu sözünü de O’nun soyundan gelen bizler ve O’nun talebelerine bir vasiyet olarak kabul ediyoruz. Onun için elhamdülillah çizgimizde bir sapma yoktur. Sultan Babamı mürşid bilenlerin bu vasiyete uymak boyunlarının borcudur. Hiçbir maddi çıkar ve hesap gütmeden bize düşen bu emir doğrultusunda yürümektir. Sultan Babamız hesabi değil, hasbiydi. O Füyuzat-i Rabbani doğrultusunda gidişatını yönlendirirdi.”